T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BİNGÖL / MERKEZ - Bingöl Rehberlik ve Araştırma Merkezi

Turizm Rehberi

Meşe ormanları dağların 1200 metreden aşağı kısımlarında görülür. Volkanik sahaların en çok rastlandığı yer Göynük suyu ile Peri suyu arasındaki bölgedir. Volkanik olan bu bölge çukurluk ve yükseltileriyle dağların genel durumunu bozacak niteliktedir. Ayrıca buradaki dağların bünyesinde kısmen bezalt türünde akıcı, kısmen andezit tipinde kıvamlı lavlar büyük yer tutar. Üçüncü zaman sonlarındaki tektonik olaylar neticesinde kırılmalardan sonra yeryüzüne çıkan lavlar bir örtü gibi etrafa yayılmıştır. Bu arada bazı kırılmalar sonucunda bu örtünün bazı kütleleri çökmüş, bazıları ise yükselmiştir. Bingöl İline adını veren Dağları bu zamanda oluşmuştur.

  • Bingöl Dağı – 3250 metre
  • Genç Dağı – 2940 metre
  • Şeytan Dağı – 2906 metre
  • Şerafettin Dağı – 2544 metre

Bingöl Ovaları

Bingöl’de dağlar orta kısımlarda birbirinde uzaklaşarak genişlemiş ve bu genişleyen yerde Bingöl ovası meydana gelmiştir. Bu ovayı bir çok akarsular çeşitli yönlerde parçalanmıştır. Ovanın yüzölçümü 80 km² olup deniz seviyesinden yüksekliği 1150 metredir. Bingöl Ovası’ndan; Genç, Karlıova ve Sancak Ovaları gibi küçük ovalar da mevcuttur.

Bingöl Akarasuları

Peri suyu

İl sınırları içindeki uzunluğu ilin en önemli Peri Suyu’dur. Toplam 258 Km. uzunluğa sahip Peri suyu’nun İl sınırları içindeki uzunluğu 112 km’dir. Karagöl ve Bingöl Dağları’ndaki kaynaklardan çıkan sular Karlıova İlçesinin kuzeybatısında Elmalı dersi ve Çerme’de Kalmas deresi ile birleşerek Peri Suyu’nu meydana getirirler. Peri suyu buradan itibaren güneydoğu yönünde akıp Kiğı sınırları içinde çorik dağı’ndan Fas deresini, daha güneyden Çobi Suyu ve kalman deresini alarak il sınırlarından çıkar. Tunceli il sınırları içinde geçerek Muzur suyu ile birleşir. Elazığ’da yeşildere civarında Fırat’a karışır.

Murat Nehri

İlin en önemli akarsularından biridir. Aynı zamanda Fırat’ın en büyük kollarından biridir. Nehir kaynağını Van Gölünün kuzeybatı ucundaki Aladağdan ve Bingöl dağlarından aldıktan sonra Malazgirt, Muş, Bulanık ve Bingöl gibi yer yer yüksek ovaları ve dağları doğu-batı doğrultusunda aşarak Elazığ İli sınırlarına girer. Keban ilçesinin kuzeydoğusunda karasu ile birleşerek Fırat Nehrini meydana getirir. Murat Nehri’nin Bingöl İli içindeki toplam uzunluğu 96 km.dir.

Göynük Suyu

Murat Nehri’nin bir kolu olan Göynük suyunun başlangıç ve bitiş noktaları İl sınırları içinde kalmaktadır.Bingöl dağları’nın batı yamaçlarındaki Karkapazarı Köyünden doğup çoriş dağlarından bazı dereleri alarak Ekinyolu Köyü yakınındaki Mendo Suyu ile birleşir. Bundan sonra Genç İlçesi yakınındaki Murat Nehri’ne karışır.

Bingöl Gölleri

Bingöl İli sınırları İçerisinde büyüklük açısından önemli sayılabilecek herjangi bir göl yoktur. Fakat çok sayıda buzullar tarafından açılmış sirk adı verilen küçük göl vardır. Bu göllerin en önemlileri şunlardır;

  • Gölbahri
  • Kerkis Gölü
  • Zırlır Gölü
  • Sar Gölü
  • Kuş Gölü
  • Harem Gölü
  • Er Gölü
  • Kıllı Göl
  • Manastır Gölü
  • Belli Göl
  • Karlı Göl
  • Çili Göl
  • İçme Gölü

Bingöl Yaylaları

 

 

  • Bingöl Yaylası
  • Şerafettin Yaylaları
  • Çötele (Çotla) Yaylası
  • Hırhal Yaylası
  • Çavreş Yaylası
  • Kiğı Yaylası
  • Dağın Düzü Yaylaları
  • Karer Yaylası

Bingöl Yüzölçümü

Yüzölçümü 8.253 kilometre karedir. Bingöl’ün yüzölçümünün yüzde 22.82′si merkez ilçeye aittir. Merkez ilçeden sonra sırasıyla Genç Karlıova ve Solhan gelmektedir. Rakımı en düşük ilçeler İl merkez ve Genç ilçe merkezidir. Rakımı en yüksek ilçe ise Karlıova’dır.

Bingöl İklimi

Kuzeyden sokulan nemli-serin hava kütlelerine açık olması ve yükselti faktörü sebebiyle Bingöl ve çevresi yazları sıcak,kışları soğuk geçmektedir. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre Bingöl’de yıllık ortalama sıcaklık 12.1 derecedir. Yıllık yağış tutarı 873.7 mm. kadar olup, kar yağışlıgün sayısı 24.5 gün, donlu gün sayısı ise 94.1 gün kadardır.İlimizde belli başlı yaylalar ise; Bingöl Yaylası, Şerafettin Yaylaları, Genç’te Çötele (Çotla) Yaylası, Karlıova’da Hırhal ve Çavreş Yaylası, Kiğı’da Kiğı Yaylası ve Dağın Düzü Yaylaları, Adaklı’da Karer Yaylası’dır. Hayvancılık için de çok elverişli olan bu yaylalar, Beritan aşireti (Bertyan) ve çevre köyler için vazgeçilmez özelliklere sahiptir.

Bingöl Bitki Örtüsü

Doğu Anadolu’nun en zengin orman alanlarına sahip olan İllerden biri olan Bingöl’de ağaç türü olarak meşenin meydana getirdiği ormanlar yaygındır. Bu ormanlar 1900 m. Yüksekliğe kadar yayılış gösterir. Ancak ormanların uzun süre tahrip edilmesi sonucunda ve ormanların tam anlamıyla yok edildiği yerlerde bozkır (Step) bitki örtüsü görülür. İlin toplam arazisi 812.537 hektar olup bu arazinin kullanım durumu şöyledir; %7.28’i tarım arazisi, %27.92’si orman, % 10.25’i ağaçlandırma alanı, % 51’i mera, % 2.2’si çayır ve % 1.3’ü diğerleridir.

Bingöl Yöresel Yemekleri

Yöre ürünlerine dayanan Bingöl mutfağında yemeklerin çoğu bulgur, ayran, süt, et, çökelek ve yenilebilir bitkilerden yapılmaktadır. Çorba, bulgur pilavı ve daha ziyade hamura dayalı olarak yapılan gömme, sirın, tutmaç, keşkek gibi yemekler en çok yapılan yemek türlerindendir. Halkın büyük bir kısmı kırsal kesimde yaşadığı için tarımsal ürünlerden ve ona bağlı olarak hayvansal ürünlerden istifade ederek beslenme ihtiyacını karşılamaktadır. Bunların dışında sebzeli yemekler, tatlılar, turşular ve kahvaltılık ürünlerde yöre mutfağına zenginlin ve çeşitlilik katan diğer besin maddeleridir. Pek çok yörede olduğu gibi Bingöl yöresinde de yaz ve kış mevsiminde yenilen yemekler farklılık göstermektedir. Yazları sebzeli; kışları ise etli ve kurutulmuş sebzelerden yapılan yemekler ile hamur işi yemekler rağbet görmektedir.

 

 

Yine yemekler sabah, öğlen ve akşam öğünlerinde de farklılık arzederler. Şehir merkezinde kahvaltıda çay, süt, çökelek, peynir, tereyağı, zeytin ve benzeri yenildiği gibi mercimek ve ezo gelin, yayla çorbalarına da rağbet edilmektedir. Öğle ve akşam yemekleri de daha ziyade bulgurlu, hamurlu, etli ve sebzeli yemeklerdir. Özellikle akşam yemekleri erkeklerin eve geldiği en kalabalık öğün olduğu için günün en iyi hazırlanan yemekleridir. Ayrıca bazı özel günlerde ve durumlarda (bayram, mevlüt, taziye, ramazan ayı orucu) yemekler daha özene bezene yapılır. Diğer yörelerde olduğu gibi en seçkin ve en leziz yemek pişirilir. Etli, sebzeli yemekler, çorbalar, turşular, içecekler ve tatlılar hazırlanır. Yöre mutfağında dikkati çeken bir başka özellikte pişirilen ekmeklerdir. Fabrika ekmeğinin yanında halk mümkün mertebe yörede tandır veya sacda pişirilen ekmeğe yönelmektedir. Birçok aile kendi yaptıkları ekmeği tüketmektedirler. Bu hususa şehir merkezlerinde de rastlamak mümkündür. Bingöl ve köylerinde ekmek ağırlıklı olarak buğday unundan yapıldığı gibi mısır ve darı unundan da yapılmaktadır. Köylerde halkın “nun kuryek” tabir ettiği ekmek ayrı bir tada sahip olup çevrede çok sevilen bir ekmek çeşididir. Bingöl yemekleri çorbalar, pilavlar, sebzeli ve yenilebilir bitkilerden yapılan yemekler hamura dayalı yemeklerdir. Salatalar, tatlılar ve turşular gibi çok yönlü bir çeşitliliğe sahiptir. Tatlılar arasında Bingöl burma kadayıfı ve diğer kadayıf çeşitleri meşhur olup ayrı bir lezzete sahiptir.

Bingöl Köfteleri

  • İçli köfte
  • sulu köfte
  • yoğurtlu köfte
  • kuru köfte
  • kabak köftesi
  • yumurtalı köfte
  • ayranlı köfte
  • kızartma köfte
  • gıldırık köfte
  • çiğ köfte

Bingöl Turşuları

  • Acı biber turşusu
  • lahana turşusu
  • domates turşusu
  • fasulye turşusu
  • patlıcan salamura
  • yaprak salamura
  • biber salamura

Bingöl Tatlıları

Burma kadayıf, silki baklava, aşure, zerde, sütlaç, revani, un helvası, dolanger. Yukarıda adı geçen köfte, tatlı ve turşu çeşitlerinin çoğu Bingöl yemek kültürüne zaman içinde etkileşimler neticesinde girerek ona zenginlik katmıştır. Bunların yanında Bingöl’e mahsus olan onun yemek kültürünü başlıca mahalli yemekler şunlardır; Löl (gömme), mastuva, ayran çorbası (germe dui), turakin (patıfe), tutmaç çorbası, kılç, lopık, maliyez, parmar (semiz otu), pılık.

 

Bingöl Kaleleri ve Camileri

Sentarius Kalesi

Murat Irmağı Vadisi’ndedir. Bingöl il merkezinin 20 km. çevresini denetlemek üzere yapılan üç önemli kaleden biridir. Urartu dönemine aittir.

Kral Kızı Kalesi (Dano-Hini)

Genç ilçesinde yer alan kale Diyarbakır çayı ile Konsper Çayı’nın buluştuğu yerde bir tepeye yapılmıştır. Keynekler denen bu yer yıkıntı durumdadır. Söylentilere göre Pers Kralı Dano kaleyi kızı için yaptırmıştır.

Kiğı Kalesi

İlçe merkezinin güneydoğusunda yer alan Kiğı Kalesi,çok sağlam bir yapıya sahiptir. Etrafı sarp kayalıklarla kaplıdır. Kale içinde bina harabeleri bulunmaktadır. Erzincan tarihinde bu kalenin Acemlerin akınına maruz kaldığı rivayet olunmaktadır. Kale’ye giren İranlıların halka büyük işkence yaptıkları, evleri yakıp yıktıkları, erkeklerin çoğunu öldürdüklerinden ve kadınlara kötü davrandıklarından bahsedilmektedir. Burayı terketmeye mecbur kalan ahalinin Kiğı’ya gelip Kaleli mahallesinde yerleştikleri ve bu mahallenin bu yüzden “Kaleli” adını aldığı tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır. Kale içindeki harebelerde zamanında yapılan kazılarda çeşitli ev ve süs eşyalarına rastlandığı söylenmektedir.

 

Kale’nin Peri Suyu’na bakan yamaçları çok dik olduğundan bu yönden Kale’ye çıkmak oldukça güçtür. Kale’ye dar bir yol ile gidilmektedir. Kale etrafındaki düzlüklerde halen ziraat yapılmaktadır. Acemler’den önce İslamlar devrinde Hazreti Ömerül Faruk zamanında ehli islam eline geçen Kiğı, Müslümanlardan önce Roma hakimiyetinde bulunuyordu. Ebu Übeyde’nin Başkumandanlığı zamanında Halit Bin Velit, Kiğı Kalesi’ni Roma Hanedanından Kiğa’nın oğlu Talon’dan teslim almıştır.

Kiğı Camisi

Kiğı Camii ilçenin en eski eserlerindendir. Minarenin üstünde Arap harfleriyle yazılı bir yazıdan; bu eserin, Bayındırlı Pir Ali Bey Bin İbrahim Bey tarafrından Hicri 700 tarihinde inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. Ayrı bir kayıtta ise, bilahare yıkılan minarenin, Hacı Hasan tarafından tamir ettirildiği ve Pir Ali Bey oğlu Pilten Bey tarafından da caminin onarıldığı yazılmaktadır. Akkoyunlular devrine isabet eden bu tarihlerden de anlaşılacağı gibi Kiğı’nın bir Akkoyunlu şehri olduğu meydana çıkmaktadır. Cami tek minareli ve tek şerefelidir. Avlusunda Kiğı eşrafından Hacı Mehmet Efendi’nin (Zermek Şehzadelerinden) kabri bulunmaktadır. Bu zat ilmi ve üstün zekası ve silahşörlüğü ile de meşhurdur.

Bingöl Mağaraları

Kiğı Çiçektepe Köyü Mağarası

Mağara, Kiğı ilçesinin Çiçektepe köyünde, Sivri Dağı’nın eteğinde bulunmaktadır. Mağarada iki oda, at için yer, yemlik ve çocuk beşiği mevcuttur. Mağaranın bulunduğu yer oldukça eğimli bir yapıya sahiptir. Ayrıca Mağara önündeki mevcut yolla Erzincan’a gidildiği rivayet edilmektedir. Bu mağara, Kiğı’nın çok eski çağlardan beri insan topluluklarına mesken olduğunu göstermektedir.

Zağ Mağarası

Zağ Mağarası, Murat Nehri kıyısında, Gökçeli ve Yenidal köyleri arasında sarp bir kayalıkta bulunmaktadır. Murat Nehri’ne bakan tarafı yerden 200-300 metre yükseklikte olup kayaların oyulmasıyla yapılmıştır. Mağara, üç kat üzerinde kurulmuştur. Her bir katında da 26 oda mevcuttur. Katlar arası geçiş yuvarlak bacalarla, odadan odaya geçişler ise kapılarla sağlanmıştır. Birinci katta Zahire deposu olarak kullanıldığı sanılan kuyular, alt katta oturma odaları, en üst katta iki haremlik odası mevcuttur. Mağara zaman içinde hasar görmüşse de şu anda 17 odası hala yapısını korumaktadır.

Kalkanlı Köyü Mağaraları

Yayladere ilçesine bağlı Kalkanlı Köyü yakınlarında bulunan mağaralar, bir çok oyma sanatı ile süslenmiştir. Mağaralar ve mağaraların çevrelediği şelale turistik bir öneme sahiptir.

Kübik Mağarası

Kübik mağarası, Karlıova ilçesinin Kübik Köyü yakınlarındadır. Içinde cilalı Taş ve Tunç Devrine ait bazı kalıntılar vardır. Duvarlarında bir takım oymalar ve işlemeler mevcuttur.

Bingöl Mesire Yerleri

Bingöl’ün en önemli mesire yerlerinden başlıcaları  şunlardır: Soğuk çeşme, Erentepe köyünde bulunan Arzek çeşmesi, Celal çeşmesi, Vali Kurtuluş Sişmantürk çeşmesi, Vali Abdulkadir Sarı Parkı, DSİ Parkı, Alabalık Çiftliği, Solhan’da Hafit çeşmesi, Balpınar çeşmesi, Şeyh Ahmet deresi, Gayt Deresi, Birlik tesisleri, Çapakçur vadisi ve Mirzan köyüdür.

Bingöl Türbeleri

Bingöl merkezi ile Kiğı, Karlıova ve Solhan ilçelerine bağlı köylerde türbeler bulunmaktadır. Bunların başında Şeyh Ahmet Efendi (Çan), Seyda Efendi (Merkez), Şeyh Ebubekir Efendi (Melekan), Şeyh Alaettin Efendi (Lotan), Şeyh Süleyman-i Kür (Uzunsavat) türbeleri gelmektedir.

Ata Park

Bingöl’e 10 km. uzaklıkta olup Bingöl-Elazığ karayolu üzerindedir. Çevresi gür meşe ağaçlarıyla kaplıdır. Yolun 500 m. alt tarafında boğazdan akan Gayt çayı görünüme ayrı bir güzellik verir. Çok ferahlatıcı, iç acıcı bir yer olup, suyuna ve havasına doyum olmamaktadır. Kaynak suyu çeşme haline getirilmiştir. Parkın bitişiğinde bulunan vadinin sol yanında lokanta ve bir çeşme vardır. Gür ormanlar içinde banklar kurulmuş, çocuklar için salıncaklar yapılmıştır. Sedire yakın olduğundan dolayı yaz aylarında yerli ve yabancılar için mükemmel bir dinlenme ve mesire yeridir.

Kerek Deresi

Kiğı ilçesinin yakınında çevresi ağaçlarla kaplı bir mesire yeridir.

Dikpınar Ilıcası

Genç ilçesine 30 kilometredir. Cilt hastalığına iyi gelir.

Horhor (Sabırtaşı) Kaplıcası

Kiğı ilçesindedir. Suyu kükürtlü ve çok sıcaktır. Cilt hastalığına iyi gelir.

Çerme Kaplıcası

Karlıova’nın Çerme köyündedir. Romatizmaya iyi gelir.

Mürsel Paşa Anıtı

Kiğı İlçesi’nin Çanakçı Köyünde bulunan Mürsel Paşa anıtı Osmanlı-Rus savaşı sırasında Karlıova yöresinde Bingöllü milis şehitleri anısına dikilmiştir. Kare bir kaide üzerinde dört köşe bir dikilitaş konumundadır.

Adaklı Çeşmesi

Adaklı ilçesindeki çeşmenin Akkoyunlu’lar zamanında yapıldığı sanılmaktadır. Akkoyunlular’ın diğer çeşmelerinde olduğu gibi bu çeşmenin de üzerinde bir koyun kabartması bulunmaktadır. Bunun dışında mimari yönden fazla bir özeliliği olmayan basit bir çeşmedir.

Kümbet (Genç)

Bingöl Genç ilçesinde, 3 km. Uzaklıktaki tepenin yamacında bulunan iki künbetten biri yıkılarak günümüze gelememiştir. Diğeri kaide üzerinde, dikdörtgen planlı olup içerisine küçük bir kapı ile girilmektedir. Ancak bu yapı da yıkıldığından üst örtüsü hakkında yeterli bir bilgi bulunmamaktadır. Dıştan sekizgen planlı türbe içten yuvarlak bir plan göstermektedir. Günümüze gelebilen kalıntılardan kesme taştan yapılmış olan kümbetin iç örtüsü moloz taştandandır. Üzerinin piramidal bir külahla örtülü olduğu çevredeki kalıntılardan anlaşılmaktadır. Baklavalı ve yıldız motifleriyle süslü girişin üzerinde kitabesi bulunuyorsa da bu kitabe günümüze gelememiştir. Türbenin altında ölünün gömüldüğü bir mumyalık vardır.

Bingöl Çır Şelalesi

Uzun dere köyünün adını aldığı derenin, Çir taşı adi verilen 100 m. yükseklikteki kayalığın ortasından geçen güzel görünümlü bir şelaledir. Su 50 m. yükseklikten alt tarafı kayalık olan dere yatağına düşerken güzel bir görünüm arz etmektedir. Ilıca bucağı merkezine 8 km. uzaklıkta olan şelaleye iki ayrı yoldan gidilmektedir. Çir taşının olduğu bölgede ayrıca kayalıklar ve mağaralar bulunmaktadır. Bu kayalıklarda daha çok yırtıcı kuşlar yaşar.

Bingöl İçmeleri

Bingöl-Genç karayolunun 9.km. sindedir. Kış mevsimi hariç diğer mevsimlerde yerli ve yabancılar sabahtan aksama kadar su üzerinde büyük bir kalabalık oluşturmaktadır. Söz konusu suyun, kronik romatizma, kadın hastalıklarında ve böbrek taşlarını düşürmeye yaradığı tespit edilmiştir.

Yolaçtı Kayak Merkezi

Kayak Merkezi Doğu Anadolu Bölgesi, Bingöl ili sınırları içindedir. Şehir merkezine olan uzaklığı 25 km.dir.
Ulaşım: Ankara’ya 916, İstanbul’a 1313 km. uzaklıkta olan uzaklıkta bulunan Bingöl’e her gün çeşitli illerden karşılıklı otobüs seferleri bulunmaktadır. Kayak tesislerine ulaşım özel araçlarla mümkündür.

 

Bingöl Doğal Güzellikleri

Bingöl de Güneşin Doğuşu

İlimiz Karlıova ilçesinin 3250 m. yükseklikteki Bingöl Dağlarının Kale Tepesi’nden ” Güneşin Doğuşu”nu normal durumundan çok farklı seyretmek mümkündür. Her yıl 15 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında en iyi şekilde seyredilebilir. “Güneşin Doğuşu” çok değişik şekillerde, normal halinden çok farklı, heyacanlı ve oldukça korkunç sahneler yaratmaktadır. Dünyada tam anlamıyla; ”Güneşin Doğuşu” iki yerden izlenir.

 

Birincisi İsviçrenin Alp Dağlarından, ikincisi; Bingöl Dağlarının Kale Tepesi’nden seyredilir. Ulaşım imkanı güçtür. Karlıova ilçesine kadar yol asfalt, dağın zirvesine kadar ham yoldur. Dağın altına kadar arabayla gidildikten sonra zirveye 25-30 dk. yaya çıkılır. Etrafta soğuk su kaynakları ve yeşilllikler görülür. Yol güzergahında dinlenme, konaklama tesisleri mevcut değildir. Güneş doğarken ilk etapda hafif bir kızartı ile belirir. Kızartı etrafta çok renkli güzellikler ve dekorlar yaratır. Daha sonra insana korku veren bir karartı şeklini alır. Kızarıklıklar kor parçası haline gelir. Kor parçası içinde insan yüzünü andıran üç büyük leke (Siyah renkli) belirir. Güneş karartı halinde yavaş yavaş açılmaya başlar. Ufukta görülerek oluşumunu tamamlamak üzere iken altın bir küre gibi görünmeye başlar. Döndükçe etrafa binlerce ışık saçar. İnsanoğlunun daha önce görmediği renkleri o andagörmek mümkündür. Daha sonra güneş elmas parçası gibi kıristalleşip eski durumunualmaya başlar. Oldukça heyacanlı anlar yaşatır. Gözlerde yaşarma, ışık saçma ve anında seyr edememe gibi durumlar olur. Solhan İlçesinin Hazarşah Köyü Aksakal Mezrası mevkiinde bulunan bir doğa harikası olan Yüzen Ada çok ilginç olduğu, kadar çok da güzel bir yapıya sahiptir. Gölün ortasında bulunan ada, göl üzerinde serbest hareket etme kabiliyetine sahiptir.

Yüzen Ada

Solhan ilçesi Hanzarşah Köyü Aksakal Göl Mezrasındaki Ada, o yörede yaşayan halk tarafından keşfedilmiştir. Söz konusu ada, şimdiye kadar görülmemiş bir tabiat olayına sahiptir. Bingöl-Solhan karayolunda 4.5 Km. uzaklıktadır. Yolu stabilize olup, 1.5 km’dir. Yolun asfaltlanması ve gölün ıslahı halinde yerli ve yabancı turistlerin ilgisini artıracaktır. Bingöl’ün turizmi doğa güzelliklerine dayanır. Yüzen Ada da tamamen doğaldır. Göl’ün üç tarafı dağlar ve tepelerle çevrilmiş düz arazi üzerinde bulunan krater göl konumundadır. Göl’ün şimdiki alanı 300 m2′ nin üzerindedir. Islahı halinde 500 m2′den fazla olur. Gölün derinliği 50 metreden fazla olduğu sanılmaktadır. Göle devamlı akıntı olduğu tespit edilmiştir. Gölün altından ve kemerlerinden giren su, gölün alt tarafından, gölden daha aşağıdan dereyi beslemektedir. Ufak ufak kaynaklar bu görüşü teyit etmektedir. Yaz ve kış aylarında su seviyesi aynı kalmaktadır. Su tatlı ve berrak olup, herhangi bir madensel tuz ihtiva etmemektedir. Balık yetiştirmek mümkündür. Gölün ortasından hareket eden üç ada vardır. Adalar göl içinde bağımsızdır. Üstüne binildiği zaman sal gibi her tarafa ağır ağır hareket etmektedir. Adanın üzerinde 4-5 tane bodur ve dış budak ağacı mevcuttur. Çevredeki bitkiler gölün mevcut suyu ile beslenmektedir. Ada üzerinde bulunan ot kökleri sarılıcı olması nedeniyle toprak tamamen bitki kökleri ile kaynamış ve yapışmış durumdadır. Ayrıca Göl’ün ortasında bulunan adanın yapısı incelendiğinde çayır, ayrık ot ve suda yetişen çeşitli bitkilerin ada üzerinde mevcut olduğu görülmektedir.

 

Göl’ün çevresinde de çeşitli bitkilere rastlamak mümkündür. Yeşil alanın dışında kalan arazi gölden çok yüksektir. Çevresi meşe ve yeşil alan ile kaplıdır. Balık yetiştirmek mümkündür. Gölün ortasından hareket eden üç ada vardır. Adalar göl içinde bağımsızdır. Üstüne binildiği zaman sal gibi her tarafa ağır ağır hareket etmektedir. Adanın üzerinde 4-5 tane bodur ve dış budak ağacı mevcuttur. Çevredeki bitkiler gölün mevcut suyu ile beslenmektedir. Ada üzerinde bulunan ot kökleri sarılıcı olması nedeniyle toprak tamamen bitki Kökleri ile kaynamış ve yapışmış durumdadır. Ayrıca Göl’ün ortasında bulunan adanın yapısı incelendiğinde çayır, ayrık ot ve suda yetişen çeşitli bitkilerin ada üzerinde mevcut olduğu görülmektedir. Göl’ün çevresinde de çeşitli bitkilere rastlamak mümkündür. Yeşil alanın dışında kalan arazi gölden çok yüksektir. Çevresi meşe ve yeşil alan ile kaplıdır.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 13.06.2017 - Güncelleme: 13.06.2017 15:26 - Görüntülenme: 2274
  Beğen | 0  kişi beğendi